SIĞ SULARDAN DERİNLİKLERE
80’ li yılların ortalarında klasik matematik okuyarak liseden mezun olan son kuşaktan birisi olarak yazıyorum. Klasik dendiğine bakmamak gerek, aslında modernliği, medeniyeti barındırır içerisinde. Onlar neydi? Onlar şunlardı: Aksiyomlar, hipotezler, teoremler…..
Hazıra alışmadan, hazırlayarak hazırlanmak. Son değil, sonuç değil, bir şeyin nasıl başladığını nasıl geliştiğini bilmek, öğrenmek. Hatta o gelişime bir şeyler katabilmek ve sonucunun nasıl değiştiğini görebilmekti klasik matematik. Ruhu şad olsun. Türk Milletinin canı sağ olsun.
Peki nemi oldu? Modern matematik girdi hayatımıza. Sonuçlardan oluşan düzmeceler silsilesi. a = b + c işte bu oldu. a’ yı b’ yi c’ yi sakın merak etmeyin. Onlar buldular, siz sadece yerine koyun sonucu görün. Ne kadar kolay değil mi? Sakın düşünmeyin, sakın yormayın kendinizi, sakın mantık yürütmeyin, sakın muhakeme etmeyin, sakın merak etmeyin. Düz olun düz bakın diye. Hepimizin çook hoşuna gitti. Of ya kurtulduk sayfalar dolusu hesaptan kitaptan dedik. Bıraktığımız, kurtulduğumuz hayatımızın ta kendisiydi aslında, geleceğimizdi.
ÖSYM 2014 sonuçlarını incelediniz mi? 900 bin küsür öğrenci fen bilimlerinden sıfır aldı. 350 bin küsür öğrenci matematikten sıfır aldı. Dünyaca ünlü bir mikro işlemci üreticisine Türkiye’ de “yatırım yap” denildi geçtiğimiz yıllarda. Gelip en iyi üniversitelerimiz, en başarılı öğretim üyeleri ve öğrencilerimiz ile görüştüler. Ve dediler ki olmaz. Niye? Çünkü sizde bizim aradığımız matematik ve matematikçi yok. Tabii olmazdı. Biz yıllar önce kendi elimizle onları yok ettik diyemedik.
Kamu ve özel sektörde şu an görev yapan çalışanların çoğu modern matematik kuşağından. Araştır-ma, geliştir-me olmadan sonucuyla ilgilenenler yani. “Kullanma kılavuzu-içindekiler” i ezbere bilen, şema üzerinde süper ama şema dışında yolunu kaybeden, nasıl olsa internet var diyen, kitap okumayan, “evet-hayır” ı çok kullanan, bu iki kelimeyi söylemeden önce birkaç alternatif yol çizemeyen, hesap-kitap sevmeyen, planlamayı sıkıcı bulan, plana uyarım rahat ederim diyen….Biz böyle olmamalıydık.
Peki ne oldu? Hazır aldık yine. İSG hem de İş Sağlığı ve Güvenliği’ ni hazır aldık. Düşündük mü? Hayır. Geliştirdik mi? Hayır. Nasıl gelişti? Bilmiyoruz. Sonuç ne? Uygula.
Ne olmasını bekleyeceğiz. Hep düzeltici faaliyet mi olacak? Ne zaman önleyici faaliyet olacak acaba? Önlemek düşünmek ister, nasıl başladığını, nasıl geliştiğini analiz etmek ister. Bir takım planlar ister. Bazı parametrelerde olayın nasıl değiştiğini incelemek ister. Mantık ve muhakeme ister. Sanki aksiyom, teorem, hipotez gibi değil mi? Yabancı gelmedi. Ama yok artık bunlar.
İSG de evrensellik var. Ama özgünlüğü yakalamak gerek. Kendi coğrafyamız, kendi çalışanımız, kendi kültürümüz, kendi alışkanlıklarımız. Düşünmemiz gerek epeyce. Ama ne ile? Kim ile? Elimizdeki malzeme ne yazık ki bu.
Derinler bizi bekliyor. Haydi biraz matematik, biraz hayat, ama klasik olsun.
İlkay MENEVŞE
İş güvenliği Uzmanı
Yorum yapılmamış